Sürdürülebilirlik, restoranımızın temel değeridir. Ürünlerimizi yerel üreticilerden seçiyor, mevsiminde yetişen taze ürünleri kullanıyoruz. Menülerimizde bitkisel ağırlıklı seçeneklere öncelik veriyor ve iyi tarım uygulamalarını destekliyoruz. Atık yönetiminde titizlikle çalışıyor, mutfak atıklarını komposta dönüştürüyoruz. Su kullanımını azaltıyor, geri dönüşümlü malzemeleri tercih ediyor ve enerji tasarrufuna büyük önem vererek sürdürülebilir temiz enerji kullanıyoruz. Çalışanlarımız ve paydaşlarımızla bu etik anlayışı uzun vadeli bir sorumluluk olarak görüyor, doğaya ve dünyaya saygı duyuyoruz.

Urla Vino Locale olarak, üretim sürecinde yerel üreticilerin potansiyelini artırmayı ve sürdürülebilir gastronomiyi desteklemeyi temel ilke edindik. Bölgedeki çiftçilerle uzun vadeli iş birlikleri yapıyor, senelik anlaşmalarla üreticilere peşin ödemeler yaparak güçlenmelerine katkı sağlıyoruz.

Her ay üreticileri ziyaret ederek ilaçsız tarımın ve yerli tohum kullanımının önemini paylaşıyor, malzemeleri tarladan bizzat kendimiz topluyoruz. Küresel ısınmanın etkileri doğrultusunda farklı tohumlar ve tarım teknikleri üzerine birlikte çalışıyor, yeni çözümler üretiyoruz. İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü’ndeki topraksız tarım projelerine de destek veriyoruz ve yeni şef adaylarına bu ekosistemin önemini anlatıyoruz.

Anadolu mutfağı, sürdürülebilirliğin köklü bir yansıması. Göçebe toplumların, yer değiştirirken kaynaklarını koruma ve saklama ihtiyacıyla geliştirdiği yöntemler bugün de ilham kaynağımız. Turşulama, balık kurutma, erişte ve tarhana gibi teknikler, hayatta kalmayı sağlamış asırlık gelenekler. Süt ürünlerinden yapılan peynir, tereyağı ve yoğurt ise bu kültürün vazgeçilmez öğelerinden.

Restoranımızda, bu mirası yaşatmak ve tanıtmak en büyük misyonumuz. Menüde bonfile veya pirzola yerine, nadiren tercih edilen ama doğru pişirildiğinde olağanüstü lezzetli olan Yanak, kuyruk, dil, beyin, yürek ve uykuluk gibi malzemelere öncelik veriyoruz.

Teknoloji ve otomasyonun ön planda olduğu bir dünyada, bizim için en önemli faktör hâlâ insan ve iletişim. Başarımızın anahtarı, çalışma arkadaşlarımızla gerçek bir ekip olabilmek ve bu iletişimi güçlü tutmak.

Ekip seçiminde Urla bölgesi ve aynı köyden insanları tercih ediyoruz, çünkü yerel kalkınma ve istihdam sürdürülebilirliğin en önemli unsurlarından. Liseden itibaren gençleri staja alıyor, onları yetiştiriyor ve yaz stajları sonrasında ekibimize katıyoruz. Ekibimizin hem bizimle çalışmasını hem de kendi topraklarında üretim ve hayvancılık yapmalarını teşvik ediyor ve destekliyoruz.

Üreticiler, çiftlikler ve komşularımızla olan organik bağımız, her zaman önceliğimiz. Mutfağımızdaki yeşil atıklar, köyümüzde desteklediğimiz çiftliklere ulaştırılarak yem olarak kullanılıyor. Kendi arazimizde, kompost atıklarını solucan gübresine dönüştürerek, hem kendi bahçemizde hem de birlikte çalıştığımız üreticilerin tarlalarında bu gübreyi kullanıyoruz. Sürdürülebilirlik bizim için bir projeden öte, doğadan geleni doğaya geri verme ve bu şekilde var olma biçimidir.

Menümüzde yalnızca yerli şaraplara yer vererek, Türk şaraplarının ve üzümlerinin bilinirliğini artırmaya çalışıyoruz. Bu bölgeden çıkan ürünlerle, özellikle yerel şarapların en iyi uyumu sağladığını düşünüyoruz. Şırnak, Artvin ve Trakya gibi ülkenin her bölgesinden sürdürülebilir tarım yöntemlerini benimseyerek doğal kaynakları koruyan üreticilerin şarapları menümüzde yer alıyor. Ticari kaygılardan uzak, tutkuyla şarap yapan üreticilerimiz ilham kaynağımız.